Türkiye’de uzun zamandır bu konu tartışılıyor: Yabancı hakem. Spor kamuoyuna bakıyorum isteyen de var karşı çıkan da. Türkiye’de bu tartışmalar devam ederken Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 24 Şubat 2025 tarihindeki Galatasaray-Fenerbahçe derbisine yabancı hakem getirme kararı aldı.
Bu kararı 4 farklı noktada değerlendirmek lazım. Birincisi bu
derbi özelinde ikincisi diğer maçlarda üçüncüsü Anadolu takımlarının maçlarında
ve dördüncüsü belki de en önemlisi federasyon bazında.
İlkini yazayım: Bu maç özelinde alınan karar doğru. Zira
ortada bir güven sorunu var. Hiçbir kulüp yöneticisi Türkiye’deki hiçbir hakeme
güven duymuyor. Maç sonlarına bakıyorsunuz lehte veya aleyhte verilen her karar
birer eleştiri hatta eleştirinin de ötesinde hakaret. Federasyon bunu değerlendirdi
ve 55 yıl sonra bir derbiye yabancı hakem atadı. Atadığı isim Slovenya Futbol
Federasyonu’ndan Slavko Vincic. Kendisi bugüne kadar hem kulüpler bazında hem
de milli takımlar seviyesinde üst düzey karşılaşmaları, finalleri yönetti. Galatasaray
tarafında şöyle bir eleştiri var: Acun Ilıcalı’nın Malmö takımının yüzde 74
oranında sahibi olması nedeniyle kararların akılda şüphe bırakacağını
düşünüyor.
Bakınız.
İşin UEFA nezdindeki durumuyla ilgili bir sıkıntı yok. İşin Türkiye’yle
ilgili bir sorunu var. Dediğim gibi yabancı hakem olayı bu maç özelinde doğru
bir karar ancak bir yabancı hakem getiriyorsanız akıllarda soru işareti
bırakmayacak birisini getirin. İki takım için de öyleydi böyleydi dedirtmesin. (Kaldı
ki kendi açımdan Vincic doğru karar) Sonuç itibariyle Avrupa’da üst düzey
seviyede maç yöneten birçok hakem var. Marciniak, Turpin, Oliver, Kovacs bunların
bazıları.
Bu işin derbi özel boyutu. Geleyim ikinci konuya: Diğer
derbilere. Eyüpspor- Beşiktaş maçından sonra Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı “Biz
de derbilere yabancı hakem istiyoruz” dedi. Yüzde yüz haklı. Zira ortada bir
güven sorunu varsa bu diğer takımlar için de geçerli ve bu yüzden tüm
takımların Vincic’i, Marciniak’ı, Kovacs’ı ya da başka bir üst seviye hakemi
istemek en doğal hakkı.
Sadece Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın veya Fenerbahçe’nin değil,
Anadolu takımlarının da bu hakkı var. Bakınız. 11 Mayıs’ta oynanması beklenen
Sivasspor-Bodrumspor maçı. Bir senaryo çizeyim iki takımdan birisi kazanırsa
ligde kalıyor kaybeden düşüyor. TFF’ye talepte bulundular ve yabancı hakem
istediler. Federasyon o zaman göndermeyecek mi? Onları yok mu sayacak? Olmaz mı
diyecek. Her ne kadar pazartesi günü iki takım bir nevi şampiyonluk maçına
çıkıyorsa söz konusu iki takım da ligde kalma veya ligden düşme maçına çıkacak.
Bu takımlar sadece büyük bir gelir kaybı yaşamakla kalmayacak ligden düşmesi
durumunda bütün planlarını ona göre yeniden şekillendirecek. Federasyon böyle
bir durumda ne yapacak merak ediyorum.
Geleyim son kısma. İşin federasyon bölümüne…
Bakınız.
TFF aldığı bu kararla varlığını yitirmiştir. Zira alınan bu
karar, yönetimsizliğin apaçık itirafıdır. Bugüne kadar oynanan maçlarda verilen
doğru veya yanlış her kararın kafalarda soru işareti oluşturduğunun itirafıdır.
Dolayısıyla da bu federasyon en kısa zamanda bu birlikteliği sonlandırarak istifa
etmelidir.
Eğer kulüpler bir çözüm istiyorsa, eğer sahiden futbol istiyorsa
önce yöneticiler gitmeli. Özellikle 4 kulübün yöneticilerini tamamen
değiştirmek ve mümkünse sadece futbol odaklı çalışanların gelmesini sağlamak… (Dipnot: 4 kulüp diyorum çünkü Beşiktaş ve
Trabzonspor’un da yarışta olduğu bir senaryoda bugün yaşadıklarımızın fersah
fersah fazlasını o günlerde de yaşardık) Çünkü bu futbola da bu oyuna da en
büyük zararı ağızlarından her gün rezil cümleler akan, sosyal medya hesaplarından
her gün fütursuzca hakaretler eden, başarısızlıklarını diğer kulüplerin hassas
noktalarına hakaret ederek örtbas eden, kulüpleri milyonlarca lira zarara
uğratan bu yöneticiler veriyor.