TBMM’deki tarihi fotoğrafta tek dik duran isim oydu!



Politika.

Kelime anlamı olarak bakıldığında poli çok, tika da yüz kelimelerinden oluşuyor. Çok yüzlü veya başka bir ifadeyle ikiyüzlü.

Tıpkı bizdeki siyasiler gibi.

Aslında bakarsanız, kelimenin vücut bulmuş hali diyebilirim.

Nereden çıktı demeyiniz…

TBMM’deki fotoğraf ortada.

Eski Ak Partililer ve “eski” muhalifler koşa koşa ekranlardan, sosyal medyadan, gazetelerden veryansın ettikleri Erdoğan için fotoğraf vermek üzere sıraya girdi.


Bu işin Kılıçdaroğlu boyutuna ve diğerlerine ayrı ayrı gireceğim ve fakat bir şeyi belirtmek de yarar var o da Erdoğan. Aralarında tek dik duran, tek eğilmeyen o oldu. Dün de aynıydı, bugün de aynı yerinde.
Tarihi fotoğrafta kimler yok ki?

“Terörsüz Türkiye” diyerek yola çıktıkları Dem Parti, “Yüzde 49,5 oy almış başbakanı neden istifa ettirdiğini Erdoğan'a sorun” ifadelerini kullanan hatta “Bir konuşursam yer yerinden oynar” diyen Ahmet Davutoğlu, her gün veryansın eden Ali Babacan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan… Erdoğan ile o tarihi fotoğrafı verdiler.

Bu fotoğrafı görünce ilk aklıma Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Ne düşündü, görünce ne yaptı? Şaşırdı mı, bekliyor muydu? Bilemem. Bu yazıyı okuyanlar da bilemez. Sadece siz de ben de beyin fırtınası yapıp en fazla tahmin edebiliriz.

Ancak!

Şunu biliyoruz. Dem Parti ve YRP hariç geriye kalanların hepsi CHP sıralarında vekil oldular. Onlar için 40’tan fazla CHP’li isim vekil olmadı. Hatta öyle bir hamle yapıldı ki, Ergenekon davası döneminin bakanı Sadullah Ergin, Çankaya’dan vekil adayı oldu. Bunlar olurken, CHP’liler sosyal medyada yine birbirine girdi. İnce “Bu fotoğrafa baktığınızda; seçim sürecindeki itirazlarımı, isyanımı, verdiğiniz oyların kimlere gittiğini anladığınızı düşünüyorum” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın isimler sıraya girip, İnce’yi resmen topa tuttu.

Bakınız.

Niyetim veya isteğim İnce’yi aklamak veya haklı göstermek değil. Mesele, ortadaki kokuşmuşluğu ve iki yüzlülüğü belirtmek. Düne kadar veryansın eden, seçim meydanlarında Ak Parti’ye de Erdoğan’a da “giydiren” Dem Parti, bugün hiçbir şey olmamış gibi, hiçbir şey yokmuş gibi “Kürt sorunu” deyip sorunların arkasına sığınıyor. Elleri ovuşturuyor, yüzü yıkıyor ve yola devam ediyor. Kürt sorunu halkı kandırarak, insanların aklıyla alay ederek mi çözülecek?

Diğerlerini demiyorum bile. Bu ülkede Ankara’da gar katliamı olduğunda insanlar şehit düştüğünde başbakan olan, konuşmaya bile cesaret edemeyen eski bir başbakan ile yıllarca İngiltere ve ABD gibi küresel kapitalizmin öncü ülkelerinde eğitim almış Ali Babacan’dan bir şeyler beklemek dün de hayaldi bugün de hayal.

Olan bu ülkeye oluyor. Milyonlarca asgari ücretliye, emekliye, işçiye, çiftçiye, öğrenciye, kadına, doğaya, hayvana… Halkın oylarıyla seçilen kodaman ordusuna hiçbir şey olmuyor. Yüzbinlerce liralık maaşlar, son model araçlar, evler, TBMM’de düşük fiyatlı yemekler…

Bitirirken bir şeyi ifade edeyim. Mesele o fotoğrafı verenlerde mi, yoksa vermesine izin verenlerde mi? Ölümde, kalımda, acıda, kederde, mutlulukta her şeyi yapan vatandaşlar seçim günü geldiğinde de bildiğini okumaya devam ederse daha çok hayıflanır, daha çok çeker. Biliniz ki, demokrasiler hesap sormak için vardır.

Daha yeni Daha eski