Bu değirmenin suyu nereden geliyor?




Dünyada ve Türkiye’de haziran ayında başlayan yaz transfer dönemi biz ve Suudi Arabistan hariç diğer bölgelerde tamamlandı.

İngiltere yine en fazla para harcayan ülke oldu. Liverpool, Manchester City, Chelsea, Arsenal ve diğerleri milyonlarca sterlinlik harcama yaptı. Gelenler olduğu gibi gidenleri de yüksek bedellerle gitti.

İngiltere’nin dışında İtalya, Almanya, İspanya, Fransa ve Portekiz’de de büyük harcamalar oldu. Ama biz, bize bakalım.

Türkiye’de kırılmayan rekor kalmadı.

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş… İnanılmaz paralar harcadı. Soru basit, bu nasıl oldu?

Yayın gelirleri yerde sürünürken, Avrupa’da maddi ölçüde ciddi bir gelir sağlanamazken -burada kısmen Galatasaray’ı ayrı tutmak lazım zira Şampiyonlar Ligi’ne direkt gitti- bu alışlar nasıl oldu?

Yapılan transferler sadece sponsor, maç ve forma gelirleriyle mi oldu? Osimhen çok konuşulduğu için bunu ayrıca yazayım.

Osimhen büyük  bir transfer operasyonu. Oyuncunun bonservisli, maaşı, diğer hakları az çok belliydi. Bu nedenle kulüp yönetimi ocak ayından beri bu transfer üzerine çalışmalar yapıyordu.

Ancak!

Başka mesele var.  Uğurcan ve Singo. Türk kulüpleri için sıra dışı rakamlar verildi. Osimhen’e bu kadar paranın verileceği bir yıl önceden belliyken, yani planlı bir transferken diğer iki transferdeki maddi kaynak nasıl sağlandı?

Singo 30 milyon euro, Uğurcan 36 milyon euro…

Bu sadece Galatasaray için geçerli değil, Fenerbahçe de aynı. Kerem’e 25 milyon euro ödedi. Beşiktaş Orkun’a 30 milyon euro ödedi. “Öldü ağlayanı yok” denilen Beşiktaş 30 milyon euro gibi büyük bir harcama yapabiliyor. Fenerbahçe’de de durum aynı.

Allah aşkınıza bu maliyetler, bu harcamalar nasıl bir anda oluştu?

Daha da önemlisi verilen maliyetlerle alınan oyuncular ne kadar etkili olacak? Unutmayınız ki, her sezon sadece bir takım şampiyon oluyor. 

Daha yeni Daha eski