Bağımsız Kocaeli’nin ofisi İzmit’in en merkezi yerlerin birisinde. Önünde barlar, tramvay istasyonu, az ilerisinde cami, taksi durağı, eğitim merkezi… Bunların olduğu yerde iki veya üç adet çöp konteyneri ve onları karıştıran insanlar… Ya karınlarını doyurmak için yemek arıyorlar ya da geçimini sağlamak için satacak herhangi bir şey… İnsanlar geçinemediği için bugün Türkiye’de çöpleri karıştırıyor, işsiz oldukları için dışarılarda bir şeyler satarak para kazanmanın derdine düşüyor. Ama siyasiler bunu görmemek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Kimisi gözlerini kapatıyor, kimisi kafasını başka bir tarafa çeviriyor, kimisi de parti içi hesaplaşmayla veya adaylıkla meşgul.
En basiti CHP. Partide gözünü kapatıyor, kafasını
çeviriyor ama daha da vahimi parti içi hesaplaşmayla gün geçiriyor. Sürekli biri
veya birileri sosyal medya üzerinden parti içerisinde hedef gösteriyor,
belediye başkanlarının hepsi farklı bir tutum içine girmiş. Öyle ki kimisi
cumhurbaşkanı adaylığı için resmen rekabet ediyor. Bu nasıl ana muhalefet anlamak
imkânsız.
Önce ilk dediğimden başlamayayım, nasıl gözünü
kapatıyor anlatayım.
Türkiye’nin her yerinde yoksulluk krizleri yaşanıyor. CHP
bu krizler karışışında halka umut olabilecek, halkı ikna etmeye yetecek hangi
programa sahip. Böyle bir programı var mı yok mu onu bile bilmiyoruz. Asgari
ücret için “30 bin lira altında olursa biz yokuz” demekle insanları ikna
edemezsiniz. İnsanlar bunun farkında. O parayı alsa da almasa da geçinemeyeceğini
adını gibi iyi biliyor. Peki siz parti olarak asgari ücret 30 bin lira olsa da
dahi geçinemeyen milyonlarca insan için hangi programı ortaya koydunuz? Milletvekilleriniz,
il örgütleriniz hangi caddede neredeki sokakta hangi evin kapısını çaldı? Bu
soruların cevabı yok. CHP’de parti içi muhalefetin cevabı var.
Bakınız.
Bu CHP bu haliyle Türkiye Cumhuriyeti topraklarında
iktidar olamaz. Mevcut hükümet başarılı olduğu için değil, CHP bir başarısızlık
abidesi olduğu için bu ülkede hükümet olamaz sadece CHP’nin kucağına bu hükümet
bırakılır ve görünen o ki eğer Erdoğan aday olmazsa bu tez gerçeğe dönüşecek.
Mayıs 2023 seçimlerini hatırlayınız. Yüzde 100
enflasyonla seçimi kaybeden muhalefet grubunda en fazla “dayak” yiyen iki
partiden biri CHP. Bu “dayağı” yediği için de değişim diyerek yola çıkıp, yeni
bir sürece girdiklerinde ise öyle veya böyle yıllar sonra birinci parti olmuş bir
CHP. 400’ü aşkın belediye kazanmış, Türkiye’nin 3’te ikisini yerel yönetimler
bazında yönetmeye başlamış ve ondan sonra yapılan anketlerin hemen hepsinde
birinci parti çıkan yine CHP. Burada bir parantez açıp şunu belirteyim:
insanlar CHP çok iyi olduğu için değil, AK Parti hükümeti çok kötü olduğu için
burayı seçiyor. Yukarıda da dediğim hükümet CHP’nin kucağına bırakılır meselesi
tam olarak bu.
Tekrar konuya döneyim. CHP’dekiler ne istiyor bunu
anlatayım.
Ortada böylesine bir tablo varken parti içindeki
birçok isim resmen iktidara gelmesin diye elinden geleni ardına koymuyor. Parti
içinde her gün sosyal medyada ve televizyonlarda partiyi bir kurultaya götürme
isteği var fakat sorduğunuzda ne imza veren var ne de bunun için çaba gösteren…
Partideki bu durum çürümüşlüğün, kişisel çıkarların, rantın ve popülaritenin ne
kadar öne çıktığının göstergesi. CHP’yi bir başarısızlık abidesine çeviren
kitle, bugün yine bildiği gibi hareket ediyor. Türkiye’nin gerçek gündeminden
uzaklaştırmaya çaba gösteriyor.
Ülkede milyonlarca insan açken çocuklar, bebekler,
kadınlar öldürülüyorken canlı kelimesi anlamını yitiriyorken CHP ve mevcut yönetimi
günü kurtarmanın peşine düşüyor. Partinin her attığı adımda, söylenen her sözde
hatta her eylemde hatta bulmak mümkün. Durum öyle bir haldeki ne bir organizasyon
var ne bir koordine… Milyonlarca insanın iktidar için umut görüp, anketlerde
birinci parti olarak öne çıkardığı bu CHP daha kendi içini yönetemiyor.